Çocukluğumuzdan beridir adını sıkça duyduğumuz ve Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de adı geçen Hezarfen Ahmet Çelebi’yi hiç duydunuz mu? “Uçan Adam” olarak anılan, hakkında çeşitli spekülasyonlar ve araştırmalar yapılan Hazarfen Ahmet Çelebi‘nin Galata Kulesi’nden havalandıktan sonra 3358 metre süzülüp İstanbul Boğazı’nı aştığı ve Üsküdar’da bulunan Doğancılar bölgesine iniş yaptığı iddia edilir. Peki kimdi bu Hezarfen Ahmet Çelebi? Neden bu kadar çok uçmak istiyordu? Gelin hep beraber uçan adam Hezarfen‘i yakından tanıyalım.
Hezarfen Ahmet Çelebi 1609 senesinde dönemin padişahı 1. Ahmet döneminde doğmuştur. Hayatıyla ilgili yeterli bilgi mevcut olmasa da deney yapmayı, bilimle uğraşmayı sevdiği bilinir. Sahip olduğu engin bilgisi nedeniyle ”Bin Fehli” manasındaki Hezarfen ismi verildiği bilinmektedir. Hezarfen Ahmet Çelebi‘nin tek ve yegane amacı insanın uçabilmesini kanıtlamaktı. Uçmasını hedefleyen ama denemesi ölümle sonuçlanan Türk bilgini İsmail Cevheri’yi örnek aldı. İnanın havada süzülmesi üzerine araştırmalar ve deneyler yapan Hezarfen Ahmet Çelebi kuşlar üzerine de bilimsel araştırmalarda bulunmuştur. Uçma çalışmalarında kuşları örnek alsa da sadece bununla kalmadı. Hezarfen Ahmet Çelebi tasarladığı kanatlarda aerodinamik etkileri ve buna bağlı olarak da hava akışından faydalandığı görülebilir. Uçuş için lodoslu bir günü seçmesinde, hava akışından faydalanmak istediği açıkça görülmektedir. Yüksek uçak mühendisi Yavuz Kansu bunu aerodinamik formüllerle açıklamıştır.
GALATA KULESİ’NDEN KANATLANMA ANI
Hezarfen Ahmet Çelebi uçuş için lodosu beklese de arkadaşları tarafından sürekli bunu yapmaması için uyarılara maruz kalmaktaydı. Onlara kulak asmıyordu çünkü onun tek bir ideali vardı o da uçmaktı! Hezarfen Ahmet Çelebi bir gün denizci arkadaşlarının konuşmasına istemsizce kulak misafiri olur ve havanın lodoslu olacağını öğrenir. Anında kendi tasarladığı, ‘‘Kartal Kanatları” ismini verdiği kanatlarını alır ve Galata Kulesi’ne çıkar. Kendini semaya bırakır ve aşağıda onu izleyenleri şaşkınlık içinde bırakarak İstanbul Boğazı’nı aşar. Tam tamına 3358 metre süzülerek Üsküdar’a iniş yapmaya başarmıştır.
UÇUŞ SONRASI
Uçuştan sonra Türk ve dünya basınında adı sıkça duyulan Hezarfen Ahmet Çelebi‘nin bu uçuşu dönemin padişahı IV. Murat tarafından övgüyle karşılanmış ve IV.Murat Hezarfen Ahmet Çelebi‘ye bir kese altın hediye etmiştir. Altın takdim ederken; ‘Bu adam pek havf edilecek bir ademdir. Her ne murad ederse, elinden geliyor. Böyle kimseden beksi caiz değil.” sözlerini sarfettiği Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde yazmaktadır. Bir müddet sonra Hezarfen Ahmet Çelebi‘nin bu mucit zekası bir tehlike olarak görülmüş ve Cezayir’e sürgün edilmiştir. Sürgünden bir müddet sonra Cezayir’de yaşamını yitirmiştir.
Havacılığa dair tüm teknolojik gelişmelere dair içeriklere ulaşmak için tıklayın
POPÜLER KÜLTÜRDEKİ ETKİLERİ